Karahanlı Devleti zamanında, 1069 yılında Balasagunlu Yusuf Has Hâcib tarafından yazılan, Türk-İslam kültürünün ilk yazılı eseri Kutadgu Bilig, 6645 beyitten oluşmaktadır. Yusuf Has Hacib, bu kitabı Karahanlılar’ın hakanı Süleyman Arslan Hakan’ın oğlu Tavgaç Uluğ Buğra Han’a sunmuş, şairin kudretini takdir eden hakan kendisine “görevlerin en incesi olan” has haciblik mansıbını vermiştir.[1] Reşit Rahmeti Arat’a göre, “Kutadgu Bilig; insana her iki dünyada tam manası ile kutlu olmak için lazım olan yolu göstermek maksadı ile kaleme alınmış bir eseridir.” Bu özelliği ile kitap, bugüne kadar okuduğumuz İmam Gazali’nin “Devlet Başkanına Öğütler”, Ebu Mansur es-Sealibi’nin “Hükümdarlık Sanatı (Adabu’l-Muluk)”, İbnu’l-Mukaffa’nın “İslam Siyaset Üslubu” ve Ebu’l-Hasan El Maverdi’nin “Siyaset Sanatı-Nasihatü’l-Müluk” eserinden farklılaşmaktadır. Diğer eserler, daha çok yaşadığımız dünyada nizamın nasıl kurulacağı ve idame ettirileceği üzerine dururken Kutadgu Bilig her iki dünya için doğru yolu göstermeye çalışmaktadır.Yusuf Has Hâcib, eserinde farklı değerleri temsil eden ve değişik sosyal rolleri olan dört ana karakteri konuşturarak düşüncelerini aktarmaktadır. Hükümdar Kün-Toğdı, hukuk(adalet); vezir Ay-Toldı, saadet-mutluluk; vezirin oğlu (kendisi de vezir) Ögdülmiş, aklı; zahid Odgurmış ise kanaati temsil eder. Eserde akıl, bilgi, söz, devlet, erdem, adalet, ölüm, saadet, arkadaş, ibadet, kanun, dürüstlük, anlayış ve iyi-kötü gibi çeşitli kavramlar dönemin şartları çerçevesinde ele alınmaktadır.
Astları elde tutma
2057 – Memleket tutmak için çok asker ve ordu lazımdır; asker nerede ise, oradan hazır hazine alır. Bu malı elde etmek için, halkın zengin olması gerektir; halkın zengin olması için de, doğru kanunlar konulmalıdır. Bunlardan biri ihmal edilirse, dördü de kalır; dördü birden ihmal edilirse, beylik çözülmeğe yüz tutar.
2408 – Güler yüz göster, tatlı söz söyle, mal ve mülk dağıt; serbest ve hür insanlar bu üç şeyin etrafına toplanır.
2722 – Gözü tok insanda mala karşı hırs olmaz; böyle kimse mal ile aldatılmaz.
3183 – Beyler kula iltifat ederlerse, kul bunu hayatı boyunca unutmaz.
Günümüz başarılı işletmeleri, nitelikli çalışanları içinde barındıran kurumlardır. İşletmelerin askerleri olan bu nitelikli çalışanların motivasyonu için gerekli olan maddi imkânları temin etmek gerekir. Bu, başka bir kuruma transfer olmasını ya da şirketini dolandırmasını engelleme için yapılmalı. Bunun yapılması gerekli ancak yeterli bir öge değildir. Çalışanların hakkı gözetilmeli, verimli çalışabilmesi için huzur ve güveni sağlayacak çalışma ortamı ile özgürlük ve esneklik alanlarının oluşturulması, başarılı olunduğunda bunun çalışana hissettirilmesi gibi unsurlar da nitelikli çalışanların işletme içinde kalmasını teşvik eder. Sistematik bir şekilde bu yapının muhafaza edilmesi ile uzun süreli başarıların ortaya çıkması sağlanır.
Kurumsallaşma
454 – Beylik çok iyi bir şeydir, fakat daha iyi olan kanundur ve onu doğru tatbik etmek lazımdır.
Ögdülmiş’i çok seven ve onu kaybetmekten korkan hükümdar, ona yardım edebilecek bir kişiyi (Ögdülmiş’in arkadaşı Odgurmış’ı) kendi hizmetine almak ister lakin başarılı olamaz. Sistem değil kişiler üzerinden iş yürütmek, işlerin aksamasına yol açan etkenlerden biridir. Dışarından alınan, kaliteli bir yönetici ya da uzman ile işletmeyi başarılı kılabilir ancak bu kişiler bir süre sonra ayrıldığında eğer o nitelikte uygun birileri bulunmazsa kurumlar ciddi zarar görürler. Kişiden ziyade adalet temelli bir sistemi, doğru bir şekilde kurgulayıp uygulamak daha büyük önem arz etmektedir.
Terfi etme
632 – Acele ile yapılan işler daima çiğ kalır; acele ile pişirilen yemeği yiyen insan hasta olur. Hangi kul olursa olsun, önce ona hizmet gördürülmeli; ondan sonra usulü dairesinde ihsanda bulunmalıdır. Kulu önce hizmette pişirmeli ve iyice denemeli, ondan sonra kendisini yükseltmeli ve taltif etmelidir.
2189 – Soyu iyi olan akıllı insan her yerde yükselir ve hiçbir şeyden mahrum kalmaz.
Çalışan performansının değerlendirilmesi konusu, oluşturduğu problem nedeniyle işletmelerde en ciddi konular arasında yer almaktadır. Bakıldığında, bu süreçleri doğru bir şekilde uygulayan çok az işletme vardır. Çalışanın yeteneğini görmek-ölçmek için iş yapma biçimi ve çıkardığı sonuçları değerlendirmeli. Deneme süreci içerisinde farklı çalışmalarda aynı pozisyon için değişik kişileri gözden geçirmeli. Uygun olanları teşvik etme amacıyla terfi ettirmeli. Eğer doğru kişi yükseltilmezse, motive kaybından dolayı iş verimliliği düşer. Eğer yanlış bir kişinin terfi edilmesi sağlanırsa, bu sefer de hem yönetim açısından bir zaaf ortaya çıkarken hem de astlar açısından memnuniyetsizlik oluşur.
[1] Türkiye Diyanet Vakfı – İslam Ansiklopedisi, Kutadgu Bilig, s.478