Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler

Prof. Dr. Sinan Canan’ın 2015 yılında yazdığı Kimsenin Bilmeyeceği Şeyler kitabı bize dair, bilime ve inanca dair, kaos’a dair olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Kendisini kaotik ve fraktal olan her şeye tutkun olarak ifade eden Canan’ın youtube’da Açık Beyin isimli kanalında insanın kendini tanıması ve toplumsal farkındalığını güçlendirmesine yönelik olarak içerikler üretilmektedir.

Okuyan herkesin farklı şekilde bilgiler alacağı kitapta çokça altını çizeceğiniz ve yanına notlar yazacağınız cümleler bulunmaktadır. Her ne işi yapıyorsanız yapın, insanın kendisini tanımasına yönelik bir kitap olduğu için okumanızın faydalı olacağını düşünüyorum. Kitapta öne çıkan notları çıkardım.

“Zihnimiz kelimelerden kuruludur. Kelime ve kavramların çokluğu, zihinsel dünyamızın sınırlarının doğrudan bir göstergesidir. Kökeni ne olursa olsun, meramımızı anlatan kelimeler, artık bizimdir”. Kelime dağarcığımız ne kadar kısıtlıysa zihnimizin etkinliği de o kadar az olmaktadır. Farklı kategoride yer alan kitapları okumak, sözlük karıştırmak kelime haznemizi geliştirmek için iyi bir yöntem olduğunu düşünüyorum.

“Bir insanın anne karnından doğum sonrası 10 yaşına gelene kadar, beyninde ortalama olarak her saniye 1,8 milyon kadar yeni bağlantı kurulmaktadır”. Muhteşem bir özellik ve detay. Günümüz ebeveyn ve öğretmenlerinin mutlaka önem vermesi gereken bir konu. Kişinin geleceğini şekillendiren bu sürenin azami seviyede değerlendirilmesi önem arz etmektedir.

“Aşık bir beyinde, akılcı ve eleştirel düşünmeyle ilgili ön beyin bölgeleri büyük oranda devreden çıkmaktadır. Aşık beyinde amigdala (latince badem anlamına gelir) bölgesinin faaliyetinin baskılanması, özellikle korku duygusunun azalmasını, kişinin normalde girmeyeceği risklere girmesini sağlar. (Aşkın gözü kördür) Aşık olan insan, aşık olduğu kişiyle kalıcı bir birliktelik sağlamaya ve cinsel itkilerden kaynaklanan arzularını tatmin etmeye başladıktan sonra, aşk dönüşmeye başlar. İlk dönemlerde hislerin etkisi, yani limbik sistemin komutları altında gerçekleşen “aşkın bacayı sardığı” haller, yıllar içinde beynin daha üst merkezleri tarafından yönetilen akılcı, insani, üst seviyeli birlikteliğe dönüşür.” Aşk biter, sevgi-saygı devam eder.

İnsan beyninin çok büyük bir kısmını kapsayan ön beyin bölgesinde, ahlaki değerler, öz disiplin, gelecek planlama, haz geciktirme vb. karmaşık işler yürütülür. İnsanoğlunun ilgisini en kolay çekebilecek, irade ile seçim yapan beyin bölgelerini baskılayacak en kuvvetli ve garantili uyaran, cinsel uyarımlardır.” Reklamlarda sıkça bu yöntemin kullanılması şaşırtıcı olmasa gerek.

“Pornografik bağımlısı haline gelen insanlarda, beynin ön bölgelerini kontrol edebilme yeteneği köreliyor. Zaman içerisinde hem cinsel işlevlerde ciddi bozukluklar ortaya çıkıyor hem de temel ahlaki sınırları koruyabilecek zihinsel donanımlar iflasıyla, zihin adeta bir zevk kölesi haline geliyor.” Bilhassa genç neslin bu konuda savrulduğunu ve temel ahlaki değerlerin yozlaştığını görmekteyiz.

“Bir toplum basit temel değerler üzerinde anlaşma sağlayamadığı takdirde, hiçbir yasa onları bir arada tutamayacaktır”. Değerler eğitimini toplumun her kesimine aktaracak bir yöntem geliştirmeliyiz.

“Öklid geometrisi, bildiğimiz doğruların, üçgenlerin, karelerin, küplerin vs. geometrisidir. Sözgelimi, bir ağacın geometrik ve biçimsel özelliklerini Öklid geometrisiyle tanımlamaya çalışmak imkansıza yakın zorlukta bir girişimdir. Bu problem fraktal (kırıklı) geometri ile giderilmektedir. Fraktal geometri, basit geometrik kuralların sürekli tekrar edilmesi yoluyla elde edilen şekillerle ilgilenir.”

“Ya o ya bu yerine hem / hem de yaklaşımına sahip olmalıyız.” Bu şekilde düşünme ve bakış açısına sahip olmak bizlere farklı alanlar açacaktır.

“Kenar etkisi, yaşamın ve verimliliğin farklı ortamları birbirinden ayıran “kenarlarda” veya “sınırlarda” zenginleştiği ve çeşitlendiği gerçeğini anlatır. Kenarlar verimlidir”. Farklı görüş/bakışa sahip kişilerle arkadaşlık kurmak, konular üzerinde fikir alışverişi sağlamak kişiyi zenginleştirmektedir. Bu zenginlikten kendimizi mahrum etmeyelim.

“Etrafımızdaki kâinat her zaman anladığımızdan daha karmaşık olacak. Bu karmaşıklık, kendisini oluşturan bileşenlerin toplamından başka özellikler sergileyecektir.” Kâinat kitabını okumak, anlamak ve uygulamak… İşte bütün mesele bu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir