Limit Sizsiniz

23 Mayıs Cumartesi günü, Bahçeşehir Üniversitesi’nde Mümin Sekman’ın “Limit Sizsiniz” seminerinde tuttuğum notları sizlerle paylaşıyorum…

  • Başarının deşifresi 🙂

BAŞ + ARI = BAŞARIgökyüzü

(Akıl)  (Azim)

Akıl ve azim birlikte olduğunda başarı geliyor. Birinin eksik olması halinde başarısızlık kaçınılmaz oluyor.

  • İnsanların bir kısmı, “azimin elinden ne kurtulur ki?” diyor; bir kısmı ise “bu şartlar altında ne yapabilirim ki?” diyor.

“Açıklanmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.” Andre Gide

  • Başarı, iki şekilde düşünülüyor…

1. Amaç-Değer, bu görüşü savunanların hayattaki amacı, başarmaktır.

2. Araç-Değer, bu görüşü savunanlar ise, başarıyı mutluluğa giden bir ara yol olarak düşünüyor… 2. tercihi yapanların aklı karışıyor. Başarıya giden yolda mutsuzluk yaşadığı zaman o işten hemen vazgeçebiliyor. Ayrıca, başarısızlık mutsuzluk getirir ama başarılı olmak her zaman mutluluk getirmez. Başarı, mutluluk, zengin olmayı aynı seviyede tutmalıyız.

  • Sosyal anlamda başarılı olmak için;

Ya “ilk olacaksın”, ya da “en olacaksın.”

  • Bir şey, en fazla 7 kez katlanılır. (Kağıt katlama olayı – boyuta bağlı olmaksızın her kağıt en fazla 7 kez katlanır) Ondan sonrası namümkün. Başarılı olmak için olay ve kişilere katlanılır ama en fazla 7 kez.
  • Başarı her şeyden önce özgürlük getirir, özgürlük de sorumluluk almayı.
  • Başarılı insanlar, azınlıktır. Toplumun çoğu tarafından dışlanma tehlikesi vardır. Çevrede yer alan kesimin başarıya giden insana karşı tutumları adım adım şöyle olur.
  1. Alay 2.Kızgınlık 3. Dışlama 4. Saygı 5. Takdir 6. Korku 7. Hava atma
  • Başarılı olunca, hayat hikâyeleri yeniden yazılır. (En bariz örnek olarak; basın mensupları yeni bakan olmuş birinin oturduğu semtteki bakkala sorarlar… Bu kişiyi nasıl bilirsiniz? Bakkal amcanın cevabı şöyle olur: İki çikolata alıp bir tane parası verirdi, o zamandan belliydi büyük bir ekonomist olacağı 🙂 )
  • Başarılı olmak için üzerine düşünülen konuyla ilgili 10.000 saat kafa yormak gerekiyor (yaklaşık 5 yıl). Birçok akademik kuruluşun beraberce yapmış olduğu bir araştırmanın sonucu.
  • Aklından geçen “başından” geçecek olandır…
  • Yürürken ne düşünüyorsun?” Günlük düşünme hacminin % 60’ını ne oluşturuyor?
  • İnsan yaşamında hız arttı, derinlik kayboldu. 5 yılda bir inzivaya çekilip kendi içimize düşmeliyiz. Geçmişe bakıldığında büyük fikirlerin çoğu, bu dönemlerde ortaya çıkmıştır.
  • Emrinizde çalışan en iyi insanları, sorun çözmeye mi, yoksa fırsatları bulmaya mı yönlendirirsiniz? Yönetim gurusu Peter Drucker’ın cevabı 2.si olmuştur. Çünkü sorun çözüldüğü zaman -5’ten 0’a gelinmiş olunur. Yani pozitif anlamda bir çıkış olmaz. Ama fırsatlar bulunup ortaya çıkarıldığında pozitif anlamda bir artış olur ki, bu da istenilen bir şeydir.
  • Futbol takımındaki 10 numaraların sırrı; top ayağındayken tribünden maçı görür gibi oynamaktır.
  • Başarının uluslar arası tanımı: Amerikalı gibi düşün, Japon gibi planla, Türk gibi başla (hadi başlayalım beyler, hızlı giriş yapma durumu) Alman gibi sürdür (disiplin), İngiliz gibi (sonuç odaklı) bitir.
  • Başarmak, sonuç almaktır; başarısızlık sorun üretmektir.
  • “Bu imkanlarla ben ne yapabilirim?”

Hayatta “rağmenci”ler ile “saydı”lar vardılar.

Her şeye rağmen bir şeyleri değiştirmeye çalışanlar ve bu olsaydışu olmasaydı diyenler… Sen hangisisin?

  • Başarı; niye yapamayacağını haklı ve mantıklı sebeplerle açıklayabilecekken, bunlara rağmen, sonuç alabilmektir. (Çanakkale’de bir hapishanede mahkum olan Gönül’ün Türkiye ÖSS 833.sü olması örneği. Diğer mahkum arkadaşları “saydı”cı iken, Gönül “rağmen”ci olmayı tercih etmişti.)
  • Başkasını suçlarken dikkat et, tek parmağın suçladığın insanı gösterirken diğer üç parmağın kendini gösterir. Çin Atasözü… Daha sonra Batılı papazlar bu söze şöyle bir ekleme yapmışlar: Diğer parmak da (baş parmak) bu duruma yaratıcının şahit olduğunu gösterir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir